Dünya Ülkeleri Dünya üzerinde uluslararası alanda tanınmış olan toplam 194 ülke bulunmaktadır. Bu ülkelerden 193 tanesi Birleşmiş Milletler'e üyedir. Diğeri ise Vatikan'dır. Ancak dünya genelinde toplam 206 ülke bulunmakta olup, bunlar arasında henüz Birleşmiş Milletler'e üye olmayan ülkeler de yer almaktadır. Bu ülkeler, uluslararası ortamda tanınmış olsalar da, Birleşmiş Milletler'e üyelikleri bulunmamaktadır. Birleşmiş Milletlere Üye Olmayan Dünya Ülkeleri Uluslararası hukuk ve Monteviedo Konvansiyonu'na göre ülke olarak tanınan, ancak 1971 yılından itibaren Birleşmiş Milletler'e üye olmayan Çin Cumhuriyeti (Tayvan) bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler'e üye olan 46 ülke tarafından tanınan, ancak Birleşmiş Milletler tarafından tanınmayan ülke Sahra Arap Demokratik Cumhuriyeti (Batı Sahra) olarak bilinir. Türkiye dışında başka Birleşmiş Milletler'e üye olan bir ülke tarafından tanınmayan ülke ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) olarak bilinir. Çin Cumhuriyeti ve Birleşmiş Milletler'e üye olan 91 ülke tarafından tanınan ülke Kosova'dır. Venezuela, Nikaragua ve Rusya dışındaki Birleşmiş Milletler'e üye ülkelerce tanınmayan ülkeler Güney Osetya (Gürcistan) ve Abhazya (Gürcistan) olarak bilinir. Birleşmiş Milletler'e üye ülkelerce tanınmayan ve fiilen bağımsız olan ülkeler ise Transdinyester (Moldova), Karabağ Cumhuriyeti (Azerbaycan) ve Somaliland (Somali) olarak bilinir. Dünya Ülkelerinin Başka Ayrımları Dünya ülkeleri, gelişmişlik durumlarına göre de sınıflandırılmaktadır. Birinci, ikinci ve üçüncü dünya ülkeleri olarak yapılan bu ayrım, 1952 yılından sonra kullanılmaya başlanmıştır. Buna göre;
Dünya ülkeleri ayrıca, dünya üzerinde bulunan yedi kıta üzerindeki ülkeler olarak da ayrılabilir. Asya, Afrika, Güney ve Kuzey Amerika, Antarktika, Okyanusya (Avustralya ve Yeni Zelanda) ve Avrupa kıtalarında yer alan ülkeler, Asya ülkeleri, Avrupa ülkeleri gibi alt kategorilere ayrılmaktadır. Ekonomik ve Sosyal Gelişmişlik Kriterleri Dünya ülkeleri ayrıca ekonomik ve sosyal gelişmişlik kriterlerine göre de sınıflandırılabilir. Bu sınıflandırmalar, genellikle Gelişmiş Ülkeler, Gelişmekte Olan Ülkeler ve Az Gelişmiş Ülkeler olarak yapılır. Gelişmiş ülkeler, yüksek yaşam standardı, gelişmiş sağlık ve eğitim sistemleri ile bilinirken, gelişmekte olan ülkeler ekonomik büyüme sürecinde olan ve bazı gelişmişlik kriterlerini karşılayan ülkelerdir. Az gelişmiş ülkeler ise genellikle düşük yaşam standardı, yetersiz sağlık ve eğitim sistemleri ile mücadele eden ülkelerdir. Kültürel ve Dilsel Çeşitlilik Dünya ülkeleri, kültürel ve dilsel çeşitlilik bakımından da büyük bir zenginlik sunar. Her ülkenin kendine özgü kültürel değerleri, gelenekleri ve dilleri bulunmaktadır. Bu çeşitlilik, dünya kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturur ve uluslararası ilişkilerde, turizmde ve kültürel alışverişlerde önemli bir rol oynar. Sonuç Dünya ülkeleri, siyasi, ekonomik, kültürel ve coğrafi açılardan büyük bir çeşitlilik göstermektedir. Bu çeşitlilik, dünya sahnesinde farklı dinamiklerin ve etkileşimlerin oluşmasına neden olur. Uluslararası ilişkiler, ticaret, kültürel alışverişler ve küresel sorunlar, dünya ülkelerinin birlikte hareket etmesini ve işbirliği yapmasını gerektiren konular arasında yer alır. Bu bağlamda, dünya ülkelerinin birbirleriyle olan ilişkileri ve etkileşimleri, küresel barış ve istikrar için büyük önem taşımaktadır. |
.jpg "Dünyanın En Büyük Yılanı?")
.jpg "Dünya Yapısı ve Şekli")
.jpg "2.dünya Savaşı Nedenleri ve Sonuçları")
Mehmet Zahid
25 Temmuz 2024 PerşembeBirleşmiş Milletler'e üye olmayan bu ülkeler neden hala tam olarak tanınmıyor ve bu durum uluslararası ilişkilerini nasıl etkiliyor?
Cevap yazAdmin
25 Temmuz 2024 PerşembeMehmet Zahid,
Birleşmiş Milletler'e üye olmayan ülkelerin tam olarak tanınmaması genellikle çeşitli politik, ekonomik ve tarihi nedenlere dayanır. Bu ülkeler genellikle bağımsızlıklarını ilan etmiş olsalar da, bazı büyük devletler veya uluslararası topluluklar tarafından tanınmamış olabilirler. Tanınmama durumu, bu ülkelerin uluslararası platformlarda söz sahibi olmasını zorlaştırır ve ekonomik ambargolar, ticaret kısıtlamaları gibi çeşitli yaptırımlarla karşı karşıya kalmalarına neden olabilir. Ayrıca, diplomatik ilişkilerini sınırlı tutmak zorunda kalmaları, bu ülkelerin küresel meselelerde aktif rol oynamalarını engeller. Bu durum, uluslararası ilişkilerini ve iç politikalarını da olumsuz etkileyebilir.